Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Son Yazılanlar
Yeni Sunucu Anketi
Son Yorum: Güvercin
Dün:20:12
Zafer Birlik Hanesinin
Son Yorum: lord_harkon
02-12-2024:02:17
Sunucu Bitiş Anketi
Son Yorum: Kroisos
01-12-2024:12:42
Güzel bir sezonun sonu
Son Yorum: Kroisos
24-11-2024:18:36
Roleplay Serverı
Son Yorum: Grynn
23-11-2024:16:11
Çiftçileri Asıl Mesleğine...
Son Yorum: lord_harkon
22-11-2024:20:38
Birlik Hanesine Savaş İla...
Son Yorum: lord_harkon
22-11-2024:20:36
Başarım ödülleri
Son Yorum: RustinCohle
21-11-2024:19:15
Calradia III: Sohbet
Son Yorum: GrimReaper
21-11-2024:02:34
GECE NÖBETÇİLERİ İLE TARG...
Son Yorum: GrimReaper
19-11-2024:16:13

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler 54,   » Son Üye KMYN,   » Toplam Konular 71,   » Toplam Yorumlar 478,  
Detaylı İstatistikler

  Multi saçmalığı
Yazar: Aragorn - 13-11-2024:23:42 - Forum: Calradia III - Yorum (6)

Sayın kroisos 
Hesaplar Multi diye ban atilmis lakin klanimdaki her oyuncunun şifresi mevcuttur hepsine giriyorum ve bunun yüzünden kimseye ban atilmasini normal bulmuyorum. Eğer bunu gerçekten Multi oldugunu düşünerek ceza verdiysen bütün hesaplari tek kişi yönetiyor izlenimi vardır ceza haksizdir banlarin açılmasını istiyoruz..

Bu konuyu yazdır

  RP sunucusu istiyoruz
Yazar: GrimReaper - 13-11-2024:17:16 - Forum: Calradia III - Yorum (4)

Ben , Bozkırın Çocukları hane üyeleri ve farklı hanelerden en az 15 kişi sonraki sunucunun RP sunucusu olmasını istiyoruz

Dün seslide büyük toplantılar oldu bazıları sonraki sunucu RP olmazsa oynamayı düşünmüyorum bile dedi , herkes kafasına göre anlaşma bozdu bozmaya da devam edicek gibi biz sürekli bize dalıcaklar mı anlaşma olmasına rağmen diye bilmem kaç bin şövalye tutmak istemiyoruz köy kale ve şehirlerde

Bu konuyu yazdır

  Calradia III'ün 1. Ayı
Yazar: Kroisos - 13-11-2024:14:31 - Forum: Calradia III - Yorum (6)

Calradia III sunucusunun 1. ayını geride bıraktık. Bugüne özel olarak aşağıdaki etkinlikler geçerli olacak;

  • Kral Ragnar Sandığı etkinliği açık olacak.
  • Mal satım turnuvası başlatıldı.
  • Elmas alımlarında %20'ye varan bonuslar geçerli olacak.
  • Spawnlanan her NPC'den %10 bonuslar aktif olacak.

Bizim açımızdan (aktiflik) sunucu gayet başarılı bir şekilde ilerliyor. Uyguladığımız "Hane Görevleri" sistemi bu durumu olumlu etkilediğini düşünüyoruz. Sizin sunucu hakkında düşünceleriniz nedir?

Bu konuyu yazdır

  :DDDDD
Yazar: Twistzz - 11-11-2024:23:21 - Forum: Calradia III - Yorum (2)

nowk adlı arkadaşın 2 multi dolu klanı olmasına rağmen halen küfürden ban yiyorum ya so funny Big GrinDDD

Bu konuyu yazdır

  Zabalin Vergi Dairesi
Yazar: Nevermore - 11-11-2024:20:22 - Forum: Calradia III - Yorum (1)

Lejyonerler olarak Zabalindeki vergi sistemini iyileştirmek için vergi dairesi kurma kararı aldık:


  1. bundan böyle vergiler ağır+(plus) devam edecek
  2. vergi tahsili bizzat tarafımca yapılacak
  3. marabaların sorunlarıyla BAYATLAR ilgilenecek
  4. köylülerin ayaklanmasını sleeping hep daha iyisi yapacak
  5. nihayetinde toplanan maraba vergisi Lord RELAXSTYLE alacak. SEZARIN HAKKI SEZARA

Bu konuyu yazdır

  Prens Oleg'in Çocukluğundan Liderliğe Uzanan Yolculuğu...
Yazar: Oleg Veshchy - 06-11-2024:19:08 - Forum: Calradia III - Yorum (4)

Oleg, henüz bir çocukken dünyayı anlamlandırmaya çalıştığı günlerde babasının uzun süreler boyunca savaşa gitmesini izleyerek büyüdü. Babası Rurik, sık sık Varnavapol şehrinden ayrılır ve halkını korumak için uzak diyarlarda savaşırdı. Oleg için babasının her gidişi bir hüzün kaynağı olsa da, onun cesareti ve liderliği küçük prensin içindeki kahramanlık ateşini körüklerdi. Babasının eksikliğini her hissettiğinde Varnavapol’deki büyük kütüphaneye sığınır, oradaki tozlu kitapları karıştırarak eski kahramanların hikayelerini okurdu. Bu hikayeler, Oleg’e yalnız olmadığını ve bir gün kendisinin de babası gibi bir lider olabileceğini gösterirdi.




Henüz çok küçük yaşlardayken, Oleg’in en sevdiği kitaplar, eski Slav mitolojisindeki kahramanlık hikayeleri ve halkının tarihine dair yazılı anıtlardı. Efsanevi savaşçılar, büyücüler ve liderler hakkında okudukça, halkının ruhunu daha derinlemesine anlamaya başladı. Küçük yaşında bile Oleg, sıradan bir prens değil, halkının gelecekteki bir lideri olduğunu hissediyordu.





Oleg’in çocukluk yıllarındaki bir diğer önemli figür, babası savaşta olduğunda onu gözeten amcası Rollo’ydu. Oleg, ara sıra amcasının yanına gittiğinde, onun çevresindeki güçlü ve korkusuz askerleri izlerdi. Henüz 10-11 yaşlarında olan Oleg, savaş meydanını ve askerlerin dövüş stillerini büyük bir merakla gözlemlerdi. Rollo, yeğeninin bu ilgisini fark ederdi ama onu zorlamazdı; yine de genç yaşına rağmen Oleg’in güçlü bir bileği olduğunu hissediyordu.



Bir gün, amcasının en sadık berserk askerlerinden biri, küçük Oleg’e kılıç tutmanın inceliklerini öğretmeye başladı. İlk başta kılıcı elinde tutmak bile zorluydu, ancak Oleg inatçılığı ve öğrenme isteğiyle her gün daha iyi hale geldi. O, bu savaşçılardan sadece silah kullanmayı değil, aynı zamanda cesur ve korkusuz olmayı da öğrenmeye başladı. Küçücük bedeniyle koca kılıcı tutarken amacının sıradan bir savaşçı olmaktan öte olduğunu biliyordu. Bir gün, kendi birliklerini kuracak ve amcasının askerleri kadar güçlü ama daha taktiksel bir orduya liderlik edecekti.



Oleg büyüdükçe, savaş meydanındaki stratejilere olan ilgisi de arttı. Berserklerle beraber ilk kez bir çatışmaya katıldığında, onların gözü kara cesaretine ve kontrolsüz öfkesine şahit oldu. O, sadece saldırıya odaklanmıyor, onların dövüş biçimlerini ve güç kaynaklarını anlamaya çalışıyordu. 



Bir gün, savaş meydanında sadece cesurca dövüşmekle değil, aklını kullanarak zafer kazanabileceğini anladı. Bu farkındalık, onu gelecekteki bir komutan olarak şekillendiren en önemli adımlardan biri oldu.



Henüz 15-16 yaşlarındayken, babasının esir düştüğüne dair bir haber geldi. Bu, genç Oleg’in hayatındaki ilk büyük sınavdı. Korku ve endişe dolu olsa da, babasını kurtarmak için bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Genç yaşına rağmen ordunun başına geçti ve atalarından öğrendiği eski Slav taktiklerinden birini uygulayarak düşmanları yenilgiye uğrattı. Bu zafer, Oleg’i halkının gözünde bir kahraman yaparken, babası Rurik’in de onun taktiksel yeteneğine duyduğu güveni pekiştirdi. Oleg, stratejik zekası sayesinde sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda halkının gelecekteki lideri olabileceğini kanıtlamıştı.


Oleg, gençlik yıllarında yanında her daim güvenebileceği dostları da bulmuştu. Lord Ragnar ve Lord ReuZess, onun en yakın dostlarıydı. Özellikle Ragnar, diplomasi ve strateji konularında Oleg’e yol gösterirken, ReuZess de savaş meydanında ona destek oldu. Oleg, genç yaşına rağmen bu dostlarının sadakatini kazanmayı başarmış ve gelecekteki zaferleri için güçlü bir destek ekibi kurmuştu. Ziyafetlerde, zırhını kuşanarak surlara çıkar ve dostlarıyla birlikte geçmiş zaferleri anarak, gelecekteki fetihleri planlardı.


[Resim: 4BSW9q.webp]

Bu konuyu yazdır

  Keşfedilecek çok yer, çıkarılacak çok ders, edinilecek çok bilgi - Kaşif Ataki
Yazar: Atakizeyn37 - 06-11-2024:16:25 - Forum: Calradia III - Yorum (2)

İşte vakit gelmişti yapılması gereken yapılmalı ve tekrar bu topraklara ayak basılmalıydı. Ne kadar yorgun olunursa olunsun bu yola çıkılmalıydı. 
  
 Ataki keşif erlerine emri verdi tekrar koşuşturacaklardı soluksuzca ve durmadan, uzun bir aradan sonra üzerindeki ölü toprağını atarak bu topraklarda. 
 Ne yazık ki bu diyar daha önceki diyarlara göre daha büyüktü ve engebeliydi yine de pes etmedi çünkü istediği ve gayesi buydu. En başlarda biraz afallamış olsa da çok geçmeden dostu Lord_Harkon'un yardımıyla tekrar adapte olmuştu bu hareketliliğe ve işte başlıyordu bu büyük macera. 
 
  İlk başta keşfetmeye başladı bu toprakları Ataki, düşmanlarını ve dostlarını tanımaya başladı. Daha sonra gelişmeye ve emrinde daha çok keşif eri bulmaya çabaladı. İlk haftalar biraz sessizdi ama bu sessizlik yaklaşan fırtınanın habercisi miydi ? 

 Çok geçmeden savaş kapıya dayandı yanında savaştığı herkes neredeyse hazır olmasına rağmen Ataki o en başta alışamamasının cezasını çekti elinden ne geliyorsa yaptı. Ne yazık kı savaşın başında kazandığı toprakları elinde tutamadı. 3 gün 3 gece bitmek bilmeyen savaşlarda uykusuz kaldı askerlerini saldırılara gönderemese bile dostlarına teçhizat ve savunma yönünde destek oldu. Savaş nerdeyse bitmek üzereydi ve o gün herşey değişti.
  Kaybedilecek gözüyle bakılan savaş son gün doğru hamleler ve akıllı dostlar ile kazanılmıştı. Ataki belki bir şehir kaybetmişti ama o şehri çevreleyen tüm kalelere sahip olmuştu.
 Söylendiği gibi bir çok ders çıkarıldı,bir çok keşif yapıldı ve bir çok bilgi edinildi...

Bu konuyu yazdır

Star Kutsal Emanetler
Yazar: ahmet_sonuc - 06-11-2024:00:07 - Forum: Klanlar - Yorum (2)

[Resim: hedd6qv.png]

Cennetin Askerleri

ilk sezondan bu yana kalradya evreninde bir ikon oldu.
Hanemiz için kutsal olan büyük lider Saladin'in Sipirantum'u ve büyük mareşal FlamesLord'un Kasandros şehirleri (saygıyla anıyoruz), efsanevi önemleriyle tarihimizde derin izler bıraktı. Yeni sezon başladığında, geç başlamış ve azınlık olmamıza rağmen karakterimizden asla ödün vermeyerek bu kayıp şehirleri geri almak için büyük bir kararlılıkla harekete geçtik. Güçlü ve kalabalık Novgorod klanına karşı az sayıda savaşçımızla mücadele ettik, destansı direnişler verdik ve zaferler kazandık. Her çarpışma, azmimizin ve inancımızın bir kanıtı oldu.
Mücadelemiz o kadar güçlü ve etkileyiciydi ki, Novgorod klanı övgü dolu sözlerle takdirlerini dile getirdiler ve aramızdaki düşmanlık, yerini bir sohbet ve karşılıklı anlayışa bıraktı.
Nihayetinde, birlik olmanın daha güçlü bir gelecek için anahtar olduğu görüldü.
Novgorod klanı, gerekli muhabbetlerden sonra Cennetin Askerleri hanesinde birleşmeyi uygun gördüler, bizlerde memnuniyetle karşıladık.
Bugün, Cennetin Askerleri olarak kutsal misyonumuzu tamamladık ve kayıp şehirlerimizi, Sipirantum'u Kasandros'u yeniden hanemizin şanlı kızıl rengine katarak tarihimizin onurlu zaferlerinden birine imza attık. Aramıza katılan arkadaşlarımıza hoş geldin diyoruz.
Değerli müttefikimiz Çiftçiler hanesine ve eski can yoldaşımız Byexon'a büyük savaştaki yardımlar için ayriyeten teşekkür ederiz.
Dileğimiz, tüm Kalradya’nın savaşsız, barış ve kardeşlik içinde parlak bir gelecekte bir arada yaşamasıdır.

Bu konuyu yazdır

  Prens Oleg Veshchy Hikaye Part I
Yazar: Ragnar Lothbrok - 06-11-2024:00:06 - Forum: Calradia III - Yorum (4)

Calradia'nın doğusunda, yeni yükselmeye başlayan bir krallık vardı: Novgorod. Bu güçlü krallık, Kral Rollo ve Prens Oleg'in öncülüğünde kurulmuştu. Sipirantum, Kassandoros, Varcheg, Varnavapol ve Paros şehirlerine sahipti. Ancak, Novgorod'un büyümesi ve çevredeki güçlerle yaptığı diplomatik görüşmeler, pek çok lordun ve düşmanın dikkatini çekmişti. Bir süre sonra Lord Twistzz, Bozkrut Krallığı ile olan müttefiklikten rahatsız olunca taraf değiştirip Gece Bekçileri safına katılarak Novgorod'u sırtından vurmuş oldu.

Bu sırada, Novgorod'un sınırlarında yer alan ve kendilerine "Cennetin Askerleri" diyen bir grup, sınır tacizlerini artırarak krallığın ilerlemesini engellemeye çalışıyordu. Krallık, bu tacizlere daha fazla dayanamayarak onlara savaş ilan etti. Savaşın başlamasıyla, Cennetin Askerlerine destek veren Lejyonerler de düşman saflarında yer aldı.

Novgorod bu savaşa hazır değildi; orduları eksik teçhizatla mücadele etmek zorundaydı. Fakat Mareşal Beyzade’nin yaptığı son çağrı ile büyük bir ordu toplandı. Bu seferberlik sayesinde, kaybedilen Kassandros şehri tekrar ele geçirildi. Lejyonerler ağır bir yenilgiye uğradı ve barış anlaşması çerçevesinde Sultanbayır şehrini tazminat olarak Novgorod'a teslim etmek zorunda kaldılar. Bunun ardından, Cennetin Askerleri ile de geçici bir barış sağlanarak iki kale onlara bırakıldı. Ancak barışa rağmen Cennetin Askerlerine bağlı bazı lordlar tacizlere devam etti.

Günler geçtikçe, toparlanma süreci sürerken, Targaryen Krallığı önderliğinde Targaryene Krallığı ve Gece Bekçileri Klanı Novgorod'a savaş ilan etti. Bu güçlü düşmana karşı Novgorod, müttefiki Bozkurt Krallığı ile birlikte direniş gösterdi. Zaman zaman savunmayı bırakıp saldırıya geçen Novgorod orduları, düşman topraklarında bazı yerleri ele geçirdiler. Ancak müttefiklerinin düşüşü ile Novgorod yalnız kaldı ve barış masasına oturmak zorunda kaldı. Krallık, bir şehir verip barış anlaşmasını kabul etti.

Novgorod Konseyi, tüm bu çalkantılı dönemlerin ardından, krallığın devamlılığını sağlamak adına önemli bir karar aldı. Cennetin Askerleri ile birleşme planları yapıldı. Prens Oleg, kendine bağlı birliği dağıtarak anlaşma gereği Cennetin Askerlerine katıldı. Kral Rollo da birliğiyle bu ittifaka dahil oldu. Bu birleşme sayesinde Novgorod, yaralarını sarıp gelecekteki tehditlere karşı güçlü bir savunma hattı oluşturmayı amaçladı.

Yazar: OlegVeshchy

Bu konuyu yazdır

  Surun Ötesinde ki Koruyucu
Yazar: lord_harkon - 05-11-2024:23:21 - Forum: Calradia III - Yorum Yok

Dünyanın geceye büründüğü, karanlık ve sisin her köşeyi sardığı zamanlarda, Lord Harkon'un adı duyulurdu. O, Gece Nöbetçileri'nin en yüksek derecedeki lideriydi ve adını herkes, korku ve saygıyla anardı. Fakat Harkon’un hikayesi, sadece bir asker ya da yönetici olarak değil, daha derin bir anlam taşırdı. Çünkü o, karanlığın içinden doğmuş, geceyi bir parça sahiplenmiş, karanlıkta yankı bulan bir figürdü.
Bir Çocukluk Hikayesi
Harkon, ilk kez gözlerini karanlık bir dünyaya açtı. Çocukken, ailesi bir kasaba köşesinde yaşıyordu. Kasaba, geceyle barış içinde, sanki güneşin hiçbir zaman tam olarak doğmadığı bir yerdi. Geceleri, sisler arasında kaybolan taş evlerin içinde, köylüler her zaman biraz tedirgin, biraz huzursuzdu. Geceyi sevenler, o karanlık boşlukta bir tür huzur bulurlardı ama çoğu insan, kasabanın sırlarından habersizdi.
Harkon’un ailesi, kasabadan uzakta, ormanın kenarında yaşardı. Annesi ve babası, gözleriyle değil, elleriyle, hissederek görürlerdi dünyayı. Zaman zaman, kasaba halkı çocuklarına anlatırdı: "Geceye dokunan, sabahı göremez." Birçok kişi bunun bir tür uyarı olduğunu düşünse de, Harkon bunun ne anlama geldiğini hiç tam olarak anlamamıştı.
Bir gece, kasabada büyük bir yangın çıktı. Alevler, sabaha kadar gökyüzünü kızarttı, geceyi birer hayalet gibi keserek dağıttı. Korku, her evin içine girdi, ama en korkunç olanı ise yangının ardından kasabaya uğrayan bir yaratıkla ilgili söylentilerdi. İnsanlar, devasa kanatları ve yanık gözleriyle bir varlık gördüklerini iddia ediyorlardı. Kimse bu varlığın kim olduğunu bilemediyse de, çoğu bu yaratığın yangını başlatan güç olduğunu düşündü.
O gece, Harkon’un ailesi kayboldu. Onların izini süren kimse bir daha geri dönmedi. Harkon ise ormanın derinliklerinden, karanlığın içinden çıkıp kasabaya ulaştığında, sadece birkaç silüet ve yıkıntılar bulabildi. Geride kalan tek şey bir amulet, annesinin ona küçükken verdiği bir yüzüktü.
Yalnız başına kalan Harkon, acıyı ve kaybı içinde taşıyarak büyüdü. O, karanlıkta yalnız başına hayatta kalmayı öğrenmişti. Ancak bir şey daha fark etti: Karanlık, sadece bir korku değil, bir güçtü. Karanlıkla yüzleşmek, ona hükmetmek gerekiyordu.
Bir gün, ormanda bir grup adamla karşılaştı. Karanlık giysiler giymiş, yalnızca geceye özgü olan bir işaret taşıyan bu adamlar, Gece Nöbetçileri'nden başkası değildi. Onlar, gecenin koruyucularıydılar, her türlü tehlikeye karşı geceyi ve onun sırlarını korumaya yemin etmiş bir ordu. Harkon, bu adamların lideriyle tanıştığında, karanlıkta bir tür aydınlanma buldu.
Lideri, yaşlıca, gözleri yorgun ama bilge bir adam olan Sorath, ona şöyle dedi:
"Geceyi kabul et, ve onun gücünden faydalan. Karanlık, seni arıyor."
Ve Harkon, hiç tereddüt etmeden, Nöbetçilerin saflarına katıldı. Yalnızca fiziksel değil, manevi olarak da sınavlardan geçti. Zihnini ve ruhunu karanlıkla uyum içinde birleştirerek, Gece Nöbetçileri'nin efsanevi liderlerinden biri oldu.
Yıllar geçtikçe, Harkon sadece bir savaşçı, bir koruyucu değil, aynı zamanda bir stratejist ve lider haline geldi. Onun komutasındaki Gece Nöbetçileri, geceyi yalnızca savunmakla kalmayıp, karanlığın sırlarını keşfetmeye başlamıştı. Harkon, geceyi bir araç olarak kullanmakla kalmadı, onu bir silah haline getirdi. O, gecenin karanlık kudretini derinlemesine anladı ve tüm düşmanlarına karşı bu kudreti bir silah gibi kullandı.
Her biri birer gece kuytusuna dönmüş, kaybolmuş insanlar gibi gözlerinde solgun bir ışıkla dönen Nöbetçilerinin arasında, Harkon’un karanlığa olan sevgisi ve sadakati, büyük bir güce dönüşmüştü. Onun adı, savaş alanlarında bile fısıldanarak söylenir, karanlığın geldiğini hissettiklerinde herkes bir adım geriye çekilirdi.
Fakat Harkon, asla yalnızca bir savaşçı değildi. O, Gece Nöbetçileri’nin bir lideri olarak, aynı zamanda onların ruhani rehberi, geceyi anlamaya çalışan bir bilgeydi.
Bir zamanlar  ona söylendiği gibi, “Geceye dokunan sabahı göremez.” Harkon, sabahı unuttu. Artık sabahlar onun için bir hatırlatıcı değil, terk edilmiş bir fikirdi. Onun krallığı, geceydi. Ve o gece, o karanlık, insanlara sadece korku değil, huzur da veriyordu.
         

Bu konuyu yazdır


Kimler Çevrimiçi
Şu anda 15 aktif kullanıcı var. » (0 Üye - 13 Ziyaretçi)
Facebook, Google

Calradia Online © 2019-2025