Her sezon bir calradia klasiği olarak bu sezondan da galip ayrılmış bulunmaktayız kontahmed siz değerli izleyicilerimiz için düşük bütçeli bir video hazırlamış bizede izleyip eğlenmek düşer.
Arkadaşlar bildiğiniz üzere yeni bir oyun geliştiriyoruz. Bu oyun hakkında önümüzdeki ay tanıtım duyurusunu yapacağız. Yeni oyunumuz çıktığında Calradia Online için yeni sunucu açılma ihtimali biraz düşük görünüyor. Açsak dahi Ebediyet sunucusu tarzında açıp sunucuyu o şekilde bırakabiliriz. Dolayısıyla son bir rekabetçi sunucu açalım ve bu sunucu RP sunucusu olsun istiyoruz. Tabi bunu yapmamız için sizin desteğinize ihtiyacımız var.
Veda Sunucumuzda hane yönetmek isteyen ekip liderleri buraya yorum bırakabilir veya bana mesaj atabilirler. Hane liderleri ile bir grup oluşturup sunucu detaylarını onlarla birlikte belirleyeceğiz.
aseray hanesi olarak taç yarışından çekiliyoruz maalesef rakip bu sefer kalabalık ve 4 sezonun sonunda oynamayı öğrenmeyi becerebilmişler
axriin ve nowkun katılması imparatorluk hanesinden 2 sağlam oyuncunun çekilmesi bizim gibi az sayıda ama sağlam adamların savaşmasını zorlaştırıyor bazı arkadaşların da iş hayatı ve sosyal hayatı işin içine girince çok aktif olamadığımızı gördük isterseniz end game yapabilirsiniz güzel savaştı tebrikler.
Kalradya’nın savaşla yoğrulmuş topraklarında herkes bir ad bırakır; kimi kılıcının keskinliğiyle, kimi de kaçışının hızıyla…
Ahmet ise ne yazık ki ikinci grupta yer edinmiş durumda.
Oyuna yeni adım attığım günlerde, kendini “büyük savaşçı” sanarak gölgeden yağma atmakta üstündü.
Ne var ki işler tersine döndüğünde, savaş meydanında gösterdiği şey cesaret değil, yalnızca telaş ve panik oldu.
Köyünü yağmalayıp kalesini aldığım anda ortalığı tehdit mesajlarıyla doldurması, ardından arkasına saklandığı klan üyesini üzerime sürmesi, onun savaşçı değil, başkasının gölgesine sığınan biri olduğunu kanıtladı. Güvendiği o kişi bile saldırısında başarısız olunca bu kez kendisi bozgun süresi biter bitmez gece vakti üstüme çullandı.
Ama ne saldırı…
Bir savaşçı hırsıyla değil, yenilgiden doğan öfke ve çaresizlikle üst üste atılan sonuçsuz darbeler.
Ve kalesi?
Bir savaşçı bir kaleyi kuşatır, alır veya çekilir.
Ama Ahmet?
Her yenilgiden sonra geri dönüp, “Bu sefer olacak!” diye diye kale kapılarını aşındırdı.
Kale değil, sanki umut kapısı kuşatıyordu.
Dokuzuncu denemesinde zorla geri alabildi.
O an Kalradya’nın rüzgârı bile utanıp yön değiştirdi.
Bu, savaş taktiği değil, çaresiz bir dövüşçünün son çırpınışıdır.
Bu yazı bir şikâyet değil, bir tespittir:
Savaş meydanında kılıç sallamak başka şeydir, gölge arkasında savaşçı taklidi yapmak başka.
Ve Ahmet, bil ki:
Benimle savaşmak kale almak değil, irade alabilmektir.
Sen kalemi dokuzuncu denemede aldın ama iradeni ilk savaşta kaybettin.
Benden bu kadar. Kalradya’nın diğer lordlarına tavsiyem:
Eğer bir gün Ahmet sizi tehdit mesajlarıyla boğarsa, korkmayın.
Bu sadece onun en güçlü silahı: sözler ve korkak gibi arkasına sığındığı insanlar sözlerinden korkmayın çünkü savaş meydanında işine pek yaramıyor.
BU VASAT SALDIRILARI MERAK EDENLER İÇİN SALDIRILAR EKTEDİR
Kalradya’nın savaşla yoğrulmuş topraklarında herkes bir ad bırakır; kimi kılıcının keskinliğiyle, kimi de kaçışının hızıyla…
Ahmet ise ne yazık ki ikinci grupta yer edinmiş durumda.
Oyuna yeni adım attığım günlerde, kendini “büyük savaşçı” sanarak gölgeden yağma atmakta üstündü.
Ne var ki işler tersine döndüğünde, savaş meydanında gösterdiği şey cesaret değil, yalnızca telaş ve panik oldu.
Köyünü yağmalayıp kalesini aldığım anda ortalığı tehdit mesajlarıyla doldurması, ardından arkasına saklandığı klan üyesini üzerime sürmesi, onun savaşçı değil, başkasının gölgesine sığınan biri olduğunu kanıtladı. Güvendiği o kişi bile saldırısında başarısız olunca bu kez kendisi bozgun süresi biter bitmez gece vakti üstüme çullandı.
Ama ne saldırı…
Bir savaşçı hırsıyla değil, yenilgiden doğan öfke ve çaresizlikle üst üste atılan sonuçsuz darbeler.
Ve kalesi?
Bir savaşçı bir kaleyi kuşatır, alır veya çekilir.
Ama Ahmet?
Her yenilgiden sonra geri dönüp, “Bu sefer olacak!” diye diye kale kapılarını aşındırdı.
Kale değil, sanki umut kapısı kuşatıyordu.
Dokuzuncu denemesinde zorla geri alabildi.
O an Kalradya’nın rüzgârı bile utanıp yön değiştirdi.
Bu, savaş taktiği değil, çaresiz bir dövüşçünün son çırpınışıdır.
Bu yazı bir şikâyet değil, bir tespittir:
Savaş meydanında kılıç sallamak başka şeydir, gölge arkasında savaşçı taklidi yapmak başka.
Ve Ahmet, bil ki:
Benimle savaşmak kale almak değil, irade alabilmektir.
Sen kalemi dokuzuncu denemede aldın ama iradeni ilk savaşta kaybettin.
Benden bu kadar. Kalradya’nın diğer lordlarına tavsiyem:
Eğer bir gün Ahmet sizi tehdit mesajlarıyla boğarsa, korkmayın.
Bu sadece onun en güçlü silahı: sözler ve korkak gibi arkasına sığındığı insanlar sözlerinden korkmayın çünkü savaş meydanında işine pek yaramıyor.
BU VASAT SALDIRILARI MERAK EDENLER İÇİN SALDIRILAR EKTEDİR
Ve şimdi…
Buradan, tüm Kalradya topraklarına duyuruyorum:
⚔️ Ben seni yeniden çağırıyorum, Ahmet.
Kalenin taşları daha soğumadı.
Kılıcım paslanmadı.
Atım ahırda huzursuz.
Çok güzel bir savaş olmadı zevk almadım. Sunucu acilali 1 ay oldu ben yeni savaşmaya başladım rakip pasif davranıyor bu durumdan ben şikayetçiyim Ağa belki benim son oyunum belki sizin anın tadını çıkarın güzel durumdasınız iyi savaşıyorsunuz tam rakip demelik insanlarsiniz (tomfordharic) elinize sağlık kimse alınıp gucenmesin teşekkür ediyorum sağlıcakla kalın sevgiyle kalın