Kocaali Saladin Üniversitesi Biyomedikal Araştırma Merkezi’nden yürütülen saha–laboratuvar ortak çalışmasında, RustinCohle’un A.Z.G. (Ağır Zeka Geriliği) sendromu nedeniyle yaşamını yitirdiği tespit edilmiştir. Ölüm raporuna göre hastalık, beklenmedik bir hızla nöronal sinapsları “clausa” adı verilen özel protein kümeleri üzerinden tahrip etmiş; bu da afferent-efèrent zeka geriliği döngüsünün ani sonlanmasıyla sonuçlanmıştır. Bulgular, A.Z.G.’nin seyri boyunca Ön frontal loba bağlı oksidatif stres seviyelerinin ölçüldüğü çalışmada, kontrol grubuna kıyasla %347 artış gösterdiğini ortaya koymuştur.
Yürütülen moleküler epidemiyoloji çalışmaları, A.Z.G. ile K.K.K.B. (Kırım Kongo Kanamalı Basuru) patojenleri arasında daha önce tespit edilmemiş sekonder bir ilişkinin bulunduğunu göstermiştir. Bu ilişkinin kaynağı olarak Budun Kalesi’nden yayılan “entelektüel çöküş dalgası” gösterilmiştir. Söz konusu kalede yapılan nöro-kültürel analizlerde, okur-yazar oranının ani düşüşü ve felsefi referansların fragmentasyonuna eşlik eden epigenetik modifikasyonlar belirlenmiştir. Bu modifikasyonlar, A.Z.G. virionlarının K.K.K.B. ribozomal bağlanma bölgelerine nüfuz etme olasılığını %62 oranında artırmakta, böylece konakçı savunma mekanizmalarının çöküşüne yol açmaktadır.
Eşzamanlı olarak, saha gözlemleri Aslan Yürekliler olarak adlandırılan topluluktan ele geçirilen bölgelerde insan davranış modellerinde dramatik değişimler saptamıştır. Bölgesel yönetim, “toplumsal bağışıklık savunmasını” koruma gerekçesiyle ivedilikle sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Mobil kliniğe kaydedilen veriler, kısıtlama öncesi günlük ortalama 9,3 “sine mente” per kapalı alan iken, yasak devreye girdiğinde bu değerin 0,2’ye kadar düştüğünü göstermiştir. Bu durumda hem A.Z.G. hem de K.K.K.B. etkenleri, düşük sosyal etkileşim koşullarında daha uzun süre konakçıda kalarak latent formdan aktife geçme şansını elde etmektedir.
Sonuç olarak Sakaryalı bilim insanları, A.Z.G. ve K.K.K.B. patojenlerinin etkileşimini “entelektüel çöküş” fenomeni üzerinden modellemiş; bölgesel karantina önlemlerinin virülansın yayılış dinamiklerini beklenmedik biçimde kolaylaştırdığını raporlamıştır. RustinCohle’un kaybı sonrası yürütülen çalışmalar, hem moleküler hem de sosyal boyutta zekasal “hayatta kalma”yeteneğini yeniden tanımlamış, ileride geliştirilecek tedavi protokollerinin “nöral glikoz toleransı” ve “sosyal bağışıklık” kavramlarını birleştirmesi gerektiğine işaret etmiştir.
Yürütülen moleküler epidemiyoloji çalışmaları, A.Z.G. ile K.K.K.B. (Kırım Kongo Kanamalı Basuru) patojenleri arasında daha önce tespit edilmemiş sekonder bir ilişkinin bulunduğunu göstermiştir. Bu ilişkinin kaynağı olarak Budun Kalesi’nden yayılan “entelektüel çöküş dalgası” gösterilmiştir. Söz konusu kalede yapılan nöro-kültürel analizlerde, okur-yazar oranının ani düşüşü ve felsefi referansların fragmentasyonuna eşlik eden epigenetik modifikasyonlar belirlenmiştir. Bu modifikasyonlar, A.Z.G. virionlarının K.K.K.B. ribozomal bağlanma bölgelerine nüfuz etme olasılığını %62 oranında artırmakta, böylece konakçı savunma mekanizmalarının çöküşüne yol açmaktadır.
Eşzamanlı olarak, saha gözlemleri Aslan Yürekliler olarak adlandırılan topluluktan ele geçirilen bölgelerde insan davranış modellerinde dramatik değişimler saptamıştır. Bölgesel yönetim, “toplumsal bağışıklık savunmasını” koruma gerekçesiyle ivedilikle sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Mobil kliniğe kaydedilen veriler, kısıtlama öncesi günlük ortalama 9,3 “sine mente” per kapalı alan iken, yasak devreye girdiğinde bu değerin 0,2’ye kadar düştüğünü göstermiştir. Bu durumda hem A.Z.G. hem de K.K.K.B. etkenleri, düşük sosyal etkileşim koşullarında daha uzun süre konakçıda kalarak latent formdan aktife geçme şansını elde etmektedir.
Sonuç olarak Sakaryalı bilim insanları, A.Z.G. ve K.K.K.B. patojenlerinin etkileşimini “entelektüel çöküş” fenomeni üzerinden modellemiş; bölgesel karantina önlemlerinin virülansın yayılış dinamiklerini beklenmedik biçimde kolaylaştırdığını raporlamıştır. RustinCohle’un kaybı sonrası yürütülen çalışmalar, hem moleküler hem de sosyal boyutta zekasal “hayatta kalma”yeteneğini yeniden tanımlamış, ileride geliştirilecek tedavi protokollerinin “nöral glikoz toleransı” ve “sosyal bağışıklık” kavramlarını birleştirmesi gerektiğine işaret etmiştir.
Sakarya Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Lamour
![[Resim: birger-kollmeier-910261_960_720.jpg]](https://megaphone.southwestern.edu/wp-content/uploads/2018/03/birger-kollmeier-910261_960_720.jpg)